Geçtiğimiz günlerde, Turkcell’in düzenlediği İşTcell Liderler Konferansı ilginç tartışmalara sahne oldu. İstanbul Swissotel’de, büyük kapitalist tekel General Electric’in “efsanevi CEO’su olarak gösterilen Jack Welch’in” bir çok patronla gerçekleştirdiği toplantının, Welch’in bir saat süren konuşmasının ardından geçilen soru-cevap kısmında Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton’un sorusu oldukça şaşırtıcıydı.
Kendisi de bir kapitalist olan Alaton, sorusunda; “petrol fiyatlarının 112 dolarlı rakamlara ulaştığı, Körfez başta olmak üzere petrol üreticisi ülkelere yılda 1.5 trilyon dolarlık bir kaynak gittiği ve artan enerji fiyatları nedeniyle gıda fiyatlarının da anormal oranda yükseliş kaydettiğini belirterek, “Bu durum binlerce insanın açlık ve yoksulluk çekmesine ve hatta ölümüne yol açıyor. Serbest piyasa ekonomisi artık işlevini yerine getiremiyor mu? Adam Smith öldü sanırım. Çözüm için insanlığın Karl Marx’ı yeniden keşfetmesi mi gerekiyor” demesi ve bu sorunun üzerine salonda bulunanlardan yoğun alkış alması gerçekten ilginçti. Bunun üzerine Welch; “Kapitalizm birtakım eksikliklerine rağmen, mevcut sorunlara ve ihtiyaçlara yine de en iyi cevap veren bir sistem. Mükemmel çalışmasa da en iyi çözüm yolları sunuyor günümüz ihtiyaçlarına.
Günümüzde herkesin hemen her konuda farklı fikirleri var. Bu da serbest piyasa ekonomisinin kötü yanı. Karl Marx’ı mevcut sorunlara bir çözüm yolu olarak görmenin saçma olduğunu düşünüyorum” dedi.
160 yıl sonra: Tüm dünyada
“Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor — Komünizm hayaleti.” diyerek başlamışlardı Karl Marx ve Friedrich Engels 160 yıl önce kaleme aldıkları Komünist Manifesto’ya. Daha o yıllarda kapitalistler tarafından buna karşı topyekun bir savaş açılmıştı, Marx ve Engels bu ifadeyle kapitalistlerin korkusunu dile getiriyorlardı. Aradan geçen on yıllarda korkulan başa gelmedi, ancak yukardaki alıntının da gösterdiği gibi, artık bazı kapitalistler dahi dünyanın ya yok oluşa gideceğini ya da Marx’ın bilimsel temellere oturttuğu yoldan gidilip, yeni bir dünyaya; hayaletin, hayali değil, maddi dünyasına gidileceğinin farkındalar. Ancak onlar, bireysel olarak hiç bir şey yapamayacaklarının da farkında olmalılar.
Bir kapitalist, bir birey olarak hiç bir şey ifade etmez, onun vicdanı, hisleri, dini, ulusu; kısacası her şeyi kapitalist üretim biçimi tarafından şekillendirilmiştir. O, dışardan bakıldığında ne kadar “iyi” bir insan olarak görülse de, üretim sistemi içinde bulunduğu yer itibariyle sömürmek zorunda, artı-değere el koymak zorundadır. Elbette bunu yapmamayı da tercih edebilir, bu durumdaysa kapitalist rekaberin doğal sonucu olarak iflas edip müksüzleşecektir.
20. yüzyılın kanla yazılmış büyük alt üst oluşları ve emperyalist savaşları bir yana, bugün gözümüzle gördüğümüz ( ve yakında da yakından hissedeceğimiz) dünya ekonomik krizi, gıda krizi gibi “sorun”ların bu sistem içinde çözülmeleri mümkün değil. Çünkü bu sorunlar sistemin kendisinden kaynaklanıyor.
“Mükemmel çalışmasa da en iyi çözüm yolları sunuyor” diyor Welch. Örneğin gıda krizi: pirinç ve tahıl ürünleri fiyatlarının son artışında başlıca etmen sermayenin bu mallar üzerinde spekülatif yatırımlara girmesidir. Bugüne kadar petrol, değerli madenler konut ve sağlık gibi bir çok alanda devasa karlar elde eden sermaye, ABD’deki son Mortgage krizinin ardından çok daha yoğunlaşmış biçimde gıda alanındaki spekülatif yatırımlara yönelmiş durumda. Bu oldukça normal çünkü temel besin maddelerine getirilen yüzde yüzün üzerindeki zamlar, kapitalistler için oldukça büyük karlar demek. Peki kriz nereden doğuyor? Elbette bu karlar yoktan var olmuyor, milyonlarca emekçinin günlük yiyeceğinden kesiliyor. Ve sonuç olarak önce Mısır’da yarım milyon işçi sokağa dökülüyor, ardından Haiti’de binlerce emekçi hükümeti deviriyor. Evet kriz bu, kriz, emekçilerin kapitalizmi tehdit etmesi.
Durum o denli ciddi ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, “dünyadaki gıda krizi acil boyutlara ulaştı. Bu krizin çok daha kapsamlı ekonomik, siyasi sonuçları olacak“ diye haykırıyor; IMF – Dünya Bankası da acil önlem çağrısına “konuyu Haziran ayındaki G-8 Zirvesi’nde görüşeceğiz“ yanıtını veren İngiliz başbakanına “Haziran çok geç olur“ diyor.
Evet çok geç olabilir! Acilen müdahale edilsin, bu, insanlık tarihinin “en mükemmel” sistemini kurtarmak için, kapitalizmi ve dolayısıyla kapitalist sınıfı kurtarmak için bir şeyler yapılsın. Yoksa o, “barbar” emekçi sınıfı yeryüzüne cenneti indirmek için; açlığa, yoksulluğa, savaşlara kısacası sınıflı toplumun yarattığı her şeye bir son vermek için ayağa kalkacak; tüm dünyada.
Prometheus
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder