Hakkımızda



İktisat-Siyaset ismi çoğu kez insanlarda bir duraksamaya yol açıyor. İktisat, onun etrafında yaratılan gizemli havayla insanların asla anlayamayacağı, yalnızca “uzman”lar tarafından anlaşılabilecek bir şeymiş gibi düşünülüyor (düşündürülüyor). Gazetelerin en az okunan sayfalar belki de... Çünkü iktisat haberleri -aynı diğer haberler gibi- parça parça ve bütünü görmeyi engeller şekilde veriliyor ve çok fazla teknik terim kullanılarak anlam bulanıklaştırılıyor. Siyasete gelince, birçokları “siyasetle ilgilenmediği”ni iddia etsede, günümüzde siyaset dışı bir alan kalmamış durumda. Bunun inkar edilmesi varolan gerçekliği değiştirmiyor.


Bizler, bu önyargılı yaklaşımı aşmak niyetindeyiz. Öyle ki, İktisat-Siyaset dergisi sanılanın aksine ne sıkıcı iktisat yazılarından oluşuyor ne de yalnızca siyaset üzerine yazılardan. Dergi, yazılabilecek her alanda yazarların elinden geldiği ölçüde, gündem konularıyla birlikte, bilim, edebiyat, karikatür, sinema ve tiyatro üzerine “deneme”lerin ürünü. Ve biz her zaman bu yazı denemelerinin eleştirilmesini bekliyoruz, daha iyisi nasıl mümkün olabilir ki?

İktisat-Siyaset'i yayına hazırlayanlar, bu topraklarda günlük gazete bir yana, aylık dergi çıkarmanın dahi ne kadar zor olduğunun farkındalığıyla  tüm engelleri aşabilmeyi sağlayan fanzin biçiminde bir dergi çıkarma çabası içindeler.

İktisat-Siyaset fanzin-dergisi 2008 yılının ikinci yarıyılında ağırlıklı olarak öğrenciler, işçiler ve işsizlerin yazılarıyla yayınlanmaya başlamıştı. İstanbul Üniversitesi merkezli yayına başlayan İktisat-Siyaset, ardından bu sınırı aşıp diğer okullara da ulaşmaya başladı.


Hal böyle olunca, zorunlu değil gönüllü  üretim süreci olarak gördüğümüz bu sürece okurlarımızın katılımı ve dergiyi bir kolektifin ürünü haline getirmeleri amacımız daha da netleşiyor.

Tüm üretim araçlarıyla beraber basın ve medyanın da birkaç tekelin elinde olduğu günümüz koşullarında, tam anlamıyla teslim olmamanın ve yalnızca “onların” dilinden öğrenmemek, “onların” anlattıklarına bağımlı kalmamak ve son olarak “onların” düşündürdüğü gibi düşünmemek yolunda atılmış bir adım olarak görüyoruz İktisat Siyaset'i.

Bu adımın, net bir hedefe yöneldiği sürece bir anlam taşıdığı gerçeğiyle, kendimizi öğrenci gençlikle sınırlamıyor; toplumsal devrimin öznesi olarak gördüğümüz dünya işçi sınıfının yolundan yürüyoruz. Hedefimizi 'sınıfsız dünya toplumu' cümlesiyle özetliyoruz.