7 Nisan’da Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde
Emek Sineması’nın yıkılmasını protesto eden binlerce kişi polisin saldırısıyla
karşı karşıya kaldı. Yürüyüşe pek çok oyuncu, yönetmen ve yazar katıldı. Saat
16.00’da toplanan grup “Emek bizim İstanbul bizim” sloganlarıyla
yürüyüşe geçti. Yaklaşık iki bin kişilik grup Emek Sineması’nın olduğu sokağa
girmek isteyince polis biber gazı kullandı ve cadde boyunca tazyikli su sıkarak
kalabalığı dağıttı. Olayda İstanbul Film Festivali’nde Jüri olan Berke Göl ve
diğer üç kişi gözaltına alındı. Pek çok kişi polis tarafından darp edildi.
İstanbul Üniversitesi’nden bir kadın öğrenci de tazyikli suyun etkisiyle yere
düşüp polis tarafından defalarca tekmelendi. Sadece eylemciler değil o sırada
orada bulunan yurttaşlar da biber gazından ve sudan etkilendiler.
20 Nisan’da ise tutuklanan 4 kişi hakkında
“görevi yaptırmamak ve direnme” ile “toplantı ve yürüyüş” kanununa muhalefet
suçlarından 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Yapılan sert müdahalenin ardından pek çok sanatçı,
yazar, kurum ve kuruluş olaya tepki gösterdi. Son derece meşru olan bir eyleme
böylesi sert bir polis saldırısı hükümetin ne kadar pervasızlaştığının bir
ifadesidir. Kapitalistlerin rantsal çıkarları için kültürel alanları sermayeye
peşkeş çeken AKP hükümeti, burjuvazinin çürümüşlüğünün en somut örneğidir ve o
bu yüzden karşısına çıkan muhalefete azgınca saldırmaktan geri durmamaktadır.
Olayların ardından durumu değerlendiren Hüseyin Çelik her zamanki “devlet ağzını” kullanarak, yapılan müdahaleyi demagojik
söylemleriyle meşrulaştırmaya çalıştı. Çelik, kendince bir suçlu hedef kitlesi
yaratarak, ortada polis terörü değil “marjinal” grupların sabotajı varmış gibi
gösterme derdindeydi.
AKP'nin, Emek Sineması’na gözünü
dikmesinin altında ise kentsel dönüşümle birlikte sermaye gruplarının rant elde
etme isteği var. Artık yeni sinemalarla rekabet edemeyecek olduğu söylenen Emek
Sineması'nın, yıkılıp yerine daha fazla kâr getiren bir alışveriş merkezinin
kurulması planlanıyor. Dünya çapında küresel kapitalizmin bugün geldiği
noktada, kentlerin, tüketim, turizm, eğlence ve finans odaklı planlandığı ve
yeniden inşa edildiği bir gerçektir. Türkiye’de bu süreç AKP iktidarı ile
hızlandı ve ülke çapında kentsel dönüşüm projeleri uygulamaya kondu; bu bir
strateji haline geldi.
Türkiye ekonomisinin “can damarı” olan inşaat
sektörünün ihtiyaçları elbette bu olgunun önemli bir parçası. Kentsel dönüşüm
projeleriyle işçi ve emekçiler gecekondu mahallelerinden uzaklaştırılıp kent dışına
sürüklendi ve onların boşalttığı yerlere alışveriş merkezleri, plazalar,
şirketler ve lüks konutlar dikildi. Tabii bu uygulamalar sırasında pek çok
tarihi ve kültürel alan da tahrip edildi. Bu uygulamalarla kâr ve rant elde
etmeye doymayan şirketler ve devlet bu kez tarihi-kültürel alanlarda da dönüşüm
çalışmalarına başladı. Bunu yaparken de kenti kültürsüzleştirmek, tek tip
‘modern’ yapıları inşa edip toplum hafızasını silerek insanları tekdüzeliğe
itmek başlıca görev oldu.
Beyoğlu, biliyoruz ki gerek mimari yapısıyla,
gerek tarihi misyonuyla İstanbul’un belleğinde çok önemli bir semt.
Burjuvazinin rant politikalarından nasibini alan Beyoğlu bölgesi, özellikle
Tarlabaşı'nın kentsel dönüşüm kapsamına alınmasıyla dikkatleri üzerine
çekmişti. Ayrıca Emek Sineması'nın yıkımı ve yerine yapılacak olan alışveriş
merkezi projesinden önce, Demirören AVM'nin inşaatı da gündemde yer
almıştı.
Bununla birlikte bilinen bir gerçek var ki, o da
Emek Sineması'nın yıkımının bu uygulamaların son örneği olmayacağıdır. Kentsel
dönüşüm kapsamında, pek çok tarihi, kültürel mekân çok daha fazla kâr elde
etmek için yok edilecek. Çünkü AKP'nin başını çektiği ve onun açtığı yolda
kentleri adeta yağmalayan vurguncu burjuvazi için fazla kâr getirmeyen hiçbir
bölgenin veya mekânın kültürel-estetik açıdan bir değeri yoktur! Kentleri
toplumun ihtiyaçlarına göre, toplumun kültürel-tarihsel hafızasının
cisimleştiği alanları koruyarak yeniden inşa etmek için kâr amaçlı üretime
dayalı kapitalizme ve burjuva egemenliğine son verilmesi mücadelesi
yükseltilmelidir.
Leyla Koç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder