2 Mart 2010 Salı

Haiti Depremi ve Gerçek Suçlu

13 Ocak 2010 tarihinde Haiti'nin başkenti olan Port-au-Prince'te rihter ölçeğine göre 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 200 yıldan beri bekleyen bir fay tek seferde 13 Ocak tarihinde kırıldı ve binlerce insan enkaz altında yaşımını yitirdi.



Daha çok bilim

kurgu filmlerinde rastadığımız ve çoğu zamanda efektlerini abartılı bulduğumuz kareler, depremin olduğu gün bir Kuzey Amerika ülkesi olan Haiti'de yaşandı. Yaşadığımızın bilim kurgu film ve kitaplarından çok daha ağır çok daha gerçek olduğunu bir kez daha gördük. Bu acımasız gerçekliğin ardında yani Haiti depreminde yıkılan evlerin ve kamu binalarının arasında kendini apaçık belli eden bir şey vardı. Kapitalizmin gölgesi yıkıntılar arasından sapasalam çıkıvermişti. Çünkü Kuzay Amerika'nın en fakir ülkelerinden biri olan Haiti 21. yüzyıl teknolojisine rağmen, maliyet kaygılarıyla çürük yapılan binların ve yerleşim yerlerinin yıkıntıları arasında kalmıştı. Haiti'de enkazdan sağlam çıkan hiçbir yara bere almayan yalnızca kapitalizmdi. Yüzbinlerin hayatını kaybettiği böylesi bir depremde itibarına zarar gelmeyen kapitalizm bir kez daha yüzünü bizlere gösterdi.

Hatırlanacağı üzere 2008 Eylül'ünde Haiti'de meydana gelen Hanna Kasırgası 326 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Bu kasırga sonrasında yine benzer usluplarla doğal felaket yüzünden insanların öldüğü açıklaması yapılmıştı. Çok az kişi bu geçmiş tarihli kasırgadan ve 2010 yılında yaşanan depremden sonra gerçek suçlunun ismini açıkladı. Haiti'de yaşanan ölümler doğal felaketler sebebi ile değil, kapitalizmin sonuçlarından biri olarak yaşanıyordu. Çünkü kasırganın ve depremin yaklaşık tarihleri aylar öncesinden bilim insanları tarafından belirlenmişti. Tabiat birçok bulgunun bilimsel tekniklerle araştırılmasından sonra bas bas bağırıyordu. Doğal felaketlerin yaşanacağı biliniyordu. Ama 326 insan kasırgada, 230 bini aşkın insan ise depremde hayatlarını yitirdiler.

Haiti'nin yerlileri Awarak halkı yüzyıllarca İspanyol ve Fransız sömürgeciler tarafından kapitalizmin işleyişini sağlamak üzere kullanıldı. 1804'te resmi olarak bağımsızlığını ilan eden Haiti sömürgeci ulus develetlerden kurtulsa bile genç kapitalizmden bağımsız olamadı. Bugün halen batı yarım kürenin en yoksul ülkesi olan Haiti 8 milyon insanını IMF'den borç almadan ya da diğer ülkelerin mali yardımları olmasa besleyemeyecek durumda; verimli coğrafyasına rağmen...

Haiti'de yaşanan bu felaket, 230 bini aşkın ölüyle artık bir ailesi ve gidecek yeri olamayan çocuk ve insanlarla neticelendi. Bu büyük tramvanın ardından Haiti'de sıklıkla şiddet olayları, gasp, tecavüz yaşandı. Bugün en korkulansa artık ailesi olmayan çocukların organ mafyalarının eline düşmesi.


Bir diğer nokta da, Haiti'deki felaketin emperyalistlerin sessiz işgaline bahane yaratmış olması gerçeği. ABD, İngiltere, Fransa başta olmak üzere “insan dostu” emperyalistler, felaketin sorumlusu olmaları yetmiyormuş gibi, “insani yardım” adı altında ülkeye askerlerini yığdılar ve fiilen kontrolü ele geçirdiler. Kapitalizmin felaket fırsatçılığı bir kez daha açığa çıktı!

Yer kürenin sallanması, yani doğal bir süreç elbette ki bunca ölümün sebebi değil. İnsanların yoksulluğa mahkum edilmesi, kar amacı güderek, sağlıksız konutların şehir üzerinde konumlanması, bilimin bas bas bağırdığı halde umursanmaması bugün Haiti'de yaşanan bunca acının, kaosun sebebidir.

230 bin insanı birden tek bir gecede öldürebilecek kadar vahşi olan kapitalizm dünyamızı ve canlılığımızı tehdit eden en kapsamlı terör olayıdır. Serbest piyasanın anarşist tavırları bugün Haiti'de nasıl gerçek yüzünü bizlere bir kez daha gösterdiyse, bu yine bir doğa olayını arka plan yaparak bizlere yeniden merhaba diyebileceğinin anlamını taşır.

Haiti'de yaşam yine devam ediyor. Ancak önemli olan felaketlerin gerçek sebebini, asıl katili ifşa etmek. Kralın çıplak olduğu bunca ortadayken, belki küçük bir çocuğun kral çıplak diye bağırmasını sağlamak. Çünkü ancak o zaman insani sağlıklı bir yaşama kavuşacağız. Kapitalizmin tarih içinde insanlıkta bıraktığı derin yaraları ancak o zaman sarmaya başlayabileceğiz.

marmara

Hiç yorum yok: