5 Ağustos 2009 Çarşamba

kadın olmak




Kadınlık hali son günlerde yine çok konuşuluyor. Ankara’da bir annenin kızının ilk regl oluşunu bir partiyle kutlamak istemesi üzerine bu olay bir anda insanlar tarafından ‘doğru mudur, sünnetle kıyaslanır mı’ gibi komik sorularla sorgulanmaya başlandı.
Bu soruları sorgulayalım diye değil konuyu hatırlamanız için yazdım elbette. Yoksa uygun mudur sünnetle eşdeğer mi gibi sorulara cevap aramak değil niyetim, dikkatinizi çekmek istediğim konu şu; ekonomik kriz, yerel seçimlerin yaklaşması gibi konular herkesi endişelendirirken bizleri oyalamak adına ortaya atılan bu gibi konularla toplumsal hıncı başka yöne kaydırma çabası içerisinde olanların nasıl da başarılı olduğu ve elbette bu tepkiden faydalanarak ‘ne demek ayıptır yahu’ diye kükreyen kendini bilmezlerin nasıl da yüz bulduğu.

Gündemi değiştirme çabasını hoş görmek mümkün değil elbette bir kadın olarak verilen tepkilerin karşısında durmamamda imkânsız ama yapacağımız bir şey varsa o da biz kadınların bu tarz konulara alet olarak, asıl karşısında durmamız gereken şeyi bize unutturmalarına, izin vermemektir. Çünkü kadınlarla ilgili hiçbir sorun burjuvazinin ikiyüzlü çözümleriyle çözülemez. Buna en iyi örnek bu olayın devamında olanlar: diyanet işleri bu olayın gündeme gelmesi üzerine regl üzerine konuşmak için bir toplantı yapmaya karar veriyor, fakat toplantıda konuşmak üzere toplananlardan hiçbirinin kadın olmaması oldukça ironik.

Tabii Türkiye’de kadın olma durumuyla ilgili tartışmalar bu konuyla sınırlı değil. Hüseyin üzmez davasıyla birlikte gündeme gelen yasa değişikliği kadınlara yönelik ciddi bir saldırı. Bu planlanan yasa değişikliğiyle tecavüz neredeyse yasallaştırılıyor. Kadını kapılar arkasına kilitlemenin bir bahanesi daha bulundu. Küçücük çocukları tecavüzün cezasından kurtulmak için evlendirmeyi hak olarak kabul eden değişiklikler var, tabii elbette bu öncelerde de vardı, sadece Avrupa birliği uyum yasalarından sonra hafifletilmişlerdi, şimdi ise bu tam bir geriye dönüş yaşanıyor.

Kadına yönelik saldırıyı ne regl partisiyle ilgili haberle, ne de Hüseyin Üzmez vakasıyla özetlemek mümkün değil. Bunlar popüler olarak tartışılanlar, iki gün önce gazetede okuduğum haber de bu iki olay kadar can sıkıcı: Nişanlısıyla evlenmekten vazgeçince ailesi tarafından tepki gören ve nişanlısının tecavüzüne uğrayan 16 yaşında bir genç kadından bahsediyor. Üstelik bu tecavüze ailesi zemin hazırlıyor bu sayede kızı evlenmeye razı edeceklerini düşünüyorlar!

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, belki sayfalarca yazsak yine en yakın zamandakileri, şu birkaç gün içinde olanların bile hepsinden bahsedemeyiz. Kadın sorunu ne bu son günlerde olanlarla, ne de daha önceki yıllarda önümüze gelen meselelerde çok dikkate alınmış değil. Çünkü bu sorun ne demokratik reformlarla ne de kimilerinin savunduğu gibi şeri hükümlerle çözülemez. Bu bir sınıf sorunudur sınıflı toplumlarda görülen ezen-ezilen ilişkisine bir örnektir, o halde çözüm de sınıflı toplumların ortadan kalkmasıyla olacaktır.



İobakkhos

—Zonguldak’tan bir öğrenci-

Hiç yorum yok: