29 Ağustos 2009 Cumartesi

Bir Graffiti Sanatçısının Ağzından

Graffiti, bir sokak sanatı. Graffiti günümüzde çok fazla yaygınlaşmış bir sanattır. Kimileri bunu bir sanat olarak kabul etmese de bu böyledir. Kökü aslında çok eskiye dayanan bir kültürdür.

Graffiti tek başına ya da birkaç kişiyle yapılabilir. Legal ve illegal olarak ikiye ayrılır. İllegale “bombing” adı verilir. Başlıca kullanılan aletler sprey (can), cap (sprey başlığı), marker ( genellikle kalın yazan ispirtolu kalemler) olmak üzere daha birçok alet sayabiliriz.


Bu kültür şimdilerde hiphop kültürünün içinde sayılmaktadır. Tarihine değinmek gerekirse aslında belli bir çıkışı yoktur. Mesela eski Mısır’da insanlar bazı mağaralara kendi resimlerini ya da çeşitli imzalarını çizerek bazı izler ortaya çıkarmışlardır. Buna graffiti diyebilir miyiz bilmiyorum.

Graffitinin graffiti olarak çıkışı 1960’lara dayanır. Amerika’da ortaya çıkan bu akım ilk başta zenci nüfusun yoğun olduğu New York gibi semtlerde ortaya çıkmıştır. Graffiti akımı ilk başta politik yazılarla kendini ortaya çıkardı. Daha sonra sadece imza olarak da kullanıldı. Zenci çeteleri bu imzaları kendi bölgelerini belirlemek için de kullanmışlardı. Daha sonra “Seen, Futura” gibi isimlerin ortaya çıkmasıyla da daha çok görsel öğeler işin içine girdi. Çalışmaların tamamı illegal olarak yapılıyordu. 80’lerde graffiti Amerika’da altın çağını yaşadı. Ama alınan önlemlerle eski etkisini kaybetti. 2000’li yıllara gelindiğinde graffiti artık bir dünya kültürü haline geldi ve tüm dünyada yayılmaya başladı.

Bu gelişmelerden sonra graffiti kültürüne legalde girişini yapmış oldu. Artık çalışmalar izin verilmiş belirli yerlere de yapılabiliyordu. Dünya üzerindeki genel durumuna değinmek gerekirse, Almanya legalde gerçekten iyi yerlere gelmiş durumda. Özellikle Daim, Dare, Cantwo gibi isimler dünya çapında işler yapmaktadırlar. Fransa bu sanatın illegal kısmını sırtlanmış durumda. En fazla illegal çalışma bu ülkede yer almaktadır. İngiltere ise graffitinin çok geliştiği bir yer olarak görülemez ama Banksy adını kullanan dünyaca ünlü sanatçısıyla adını çok fazla duyuruyor. Banksy genellikle sitencil tekniği ile işler yapıyor. Bunların haricinde illüstrasyon tarzı çalışmaları da bulunmaktadır.
Türkiye’de graffiti 2000’li yıllarda ortaya çıkmıştır. İlk temsilci olarak Turbo (Tunç Dindaş)’ı gösterebiliriz. Türkiye’de illegal ve legal dengeli diyebiliriz. Bazı belediyeler bu sanata destek bile olmaktadır. Mesela İstanbul Güngören Belediyesi bu sanatçılar için uzun bir duvarı değerlendirmeleri için izin vermiştir. Aslında Türkiye’de graffitiye destek az da olsa veriliyor.

En çok tartışılan konu ise “legal mi illegal mi?” sorusu olmuştur. Bu soruyu ben bir writer olarak kendi adıma cevaplayabilirim: Graffiti ilk başta zaten illegal olarak ortaya çıkmış bir kültürdür. Her sanatçının adı gizlenir sadece sanatçı kişiliklerinin imzaları bilinir. Herkesin amacı kendi imzasıyla saygı kazanmaktır. Bu durumda kimliğin gizlenmiş oluyor. Fakat legal işler yaparak adını duyurduğun zaman seni herkes kimlik olarak da biliyor. Yani Süpermen’in kimliği ortaya çıkmış oluyor. Bir de şu var ki bu benim için hep cezp edici olmuştur; illegalin verdiği tadı legal veremez. Oradaki korku, adrenalin, heyecan legaldekinden çok daha fazladır. Kendini çok daha özgür hissedersin. Bence, anlatılmaz yaşamak gerekir, denilecek anlardandır.






Karakalemist…

İzmit-işsiz

Hiç yorum yok: