22 Temmuz 2009 Çarşamba

Manisa’da Ulaşım Ücretlerine Zam

Üniversitelerin açılmasına günler öncesinde, YÖK'ün üniversite harç ücretine %10'luk zam yapması, üniversite harç ücretini nasıl yatıracağım diye derin derin düşündürürken, arkadaşım, ulaşım ücretlerine de zam yapıldığı haberini verince, zamları düşünmek bir yana, zamlara karşı nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğini düşünmeye başladım.

Ulaşım ücretlerine yapılan yeni zamla birlikte, Manisa Şehir Merkezi-Celal Bayar Üniversitesi Muradiye Kampüsü 1.75 ytl'den 2.00 ytl'ye, şehir içi ulaşımda öğrenci tarifesi 75 ykr'dan 1 ytl'ye, tam tarife 1 Ytl'den 1.25 Ykr'a, İzmir-Manisa ulaşım ücreti öğrenci tarifesi 4 Ytl'den 5 Ytl'ye, tam tarife 5 ytl'den 6 ytl'ye çıkarıldı. Ulaşım ücretlerine yapılan bu zam, hem öğrencileri hem de işçi-emekçileri etkiledi. Zamlar, sadece üniversite öğrencilerini ilgilendiren bir sorun değil, ortaöğretim ve ilköğretim öğrencileri ile işçi ve emekçileri de bir bütün olarak ilgilendiren toplumsal bir sorun.
Manisa- Muradiye kampus ulaşım hizmetini üstlenen kooperatif işletmeleri, 20 yaşını doldurmuş, trafik kazası yapma ihtimali yüksek, güvensiz ve tehlikeli taşımalı araçlarla hizmet veriyor. Okula yeni kayıt yapan arkadaşlar ve okumakta olan arkadaşlar için Celal Bayar Üniversitesi'nde okuduğum iki yıllık süreç içersinde yaşananları anlatmamda yarar var diye düşünüyorum. 2006–2007 eğitim-öğretim yılında iki trafik kazası oldu. Kazalardan biri hafif ve ölen olmazken, diğer kazada mevcut 18 kişilik araçta 23 öğrenci bulunuyordu; bir öğrenci ve şoför ölürken, onlarca öğrenci yaralandı. Buna karşın, öğrencilerde sessizlik hakim, valilik ve rektörlük olayın üzerine gitmiyor, emniyet müdürlüğünün birkaç defa göstermelik olarak yaptığı trafik kontrolü ile olay kapanıyor. 2007–2008 eğitim-öğretim yılında, kooperatif işletme ve rektörlük masaya oturuyor, masada şu kararlarla anlaşma sağlanıyor; öğretim görevlilerinden ulaşım ücreti alınmayacağı ve sınırlı sayıda öğrenciye ücretsiz ulaşım kartı vermek koşuluyla, ulaşım ücreti 1,5 ytl'den 2 ytl'ye çıkarılıyor. Rektörün bu kararına şaşmamak gerekiyor. Az sayıdaki araçlardan bir kısmı okuldaki bazı hocaların bireysel mülkiyetinde. Sınırlı sayıdaki öğrencilere verilen ücretsiz ulaşım kartı, şoförlerin keyfi gereği, bir müddet sonra geçerliliği olmayıp, iptal ediliyor. Zamlara karşı rektörlüğe ve valiliğe verdiğimiz dilekçelerden hiçbir olumlu sonuç çıkmıyor. Kimi arkadaşlarımız bu zamları şu şekilde protesto etti: Otostop çekerek üniversitede okumanın zor olduğunu belirterek video kaydı oluşturdular. Hazırladıkları videoyu, Youtube adlı video paylaşım sitesine koydular. Bu arkadaşlarımız hala protestolarını sürdürüyorlar. Kimi arkadaşlarımız ise bireysel tepki vermekten öteye gidemediler. Yine aynı yıl gülünç bir hadise yaşandı. Bir gün baktık ki ulaşım ücretleri 1 ytl olmuş. Kimse ne olduğunu anlamıyor, herkesin yüzünde gülücükler açıyor. Sonra anlaşıldı ki iki kooperatif arasında çıkan anlaşmazlık (rekabet) sonucu ücretler düşürülmüş. Kampüse, 1 ytl'ye gittik, 1.75 ytl'ye geri geldik. Böylece ulaşım ücretinde 25 ykr'luk düşüş yaşandı. Bizim yapamadığımızı onlar yaptılar. Bu kadarıyla bitmedi. Bazı şoförler, kadın öğrencilere cinsel tacizde bulunuyor, öğrencilere saygısızca ve hoşgörüsüzce davranıyor. Araçların herhangi bir kalkış hareket saati yok. Araçlar ya dolduktan sonra ya da 45 dakika içersinde hareket ediyor.
Yukarıda anlattıklarım; ulaşım ücretlerin pahalılığını, kalitesiz hizmeti ve dehşet saçan taşıma araçlarının ciddi sorunları bulunduğunu ve tehlikeli olduğunu gösteriyor. Bu yıl üniversitenin açılmasıyla, hiçbir önlem alınmamış, “iyileştirme” olmamış, yeni zamla birlikte her şey eskisi gibi devam ediyor.
Tüm bu olanlara karşın, bu yıl ve ileriki yıllarda, geçtiğimiz dönemlerde yaşananların yaşanmaması için acil demokratik talepler yükseltmek gerekiyor. Taleplerimiz kısa ve net. Kooperatif işletmelerine devredilen ulaşım hizmetinin derhal ortadan kaldırılması, yerine donanımlı, güvenilir, rahat, ucuz ve düzenli hizmet sağlayacak toplu taşımalı belediye otobüslerinin hizmet vermesi, İzmir'den Manisa'ya gelen öğrenciler için rektörlüğün kamu aracı tahsis etmesi.
Şunu unutmamak gerekir ki: “Örgütlüysek her şeyiz, örgütlü değilsek hiçbir şey.” Örgütlülüğü; kampüslerde öğrenci komiteleri oluşturarak, okullardaki ve dışarıdaki işçi-emekçiler ile birlikte yükselteceğimiz talepler doğrultusunda işçi-emekçi-öğrenci dayanışması ile sağlayabiliriz. Toplumsal sorunlara duyarlı, düşünen ve değiştiren gençler olarak, bizler, bu mücadele alanını genişletme ve bu konuda çalışma görevi ile yükümlüyüz. Böylece yürüteceğimiz toplumsal mücadele; taleplerimizi başarıya ve ileriye götürecektir. Her sorunda olduğu gibi burada da, çözüm, birlikten, kolektif mücadele vermekten geçiyor.




Meso

Hiç yorum yok: