10 Mayıs 2010 Pazartesi

Umut İşçileri

Umut bir uçan balon misali ellerinde
İpini kaçırsalar kayıp gidecek sanırlardı
Bu yüzden ne sevgili eli, ne bir içki kadehi
En çok ipleri kavradı elleri sıkı sıkı
En çok ipleri
Kesti de ellerini ipler, hissetmediler acısını
Çocuksu bir sevinçle taşıdılar umudu
Tüm sokaklar umuda çıkar oldu
Kalktı tüm tabelalar caddelerden
Şimdi hepsinin tek bir adı vardı
Umut sokak, umut caddesi, umut şehri...
En çok haritalar yalancıydı

Bir de şu dünyayı gösteren yerküreler
Sınırlarla bölünmüş, parçalanmış bir dünya
Çıkar çatışmalarıyla ülke ülke çizilmiş
Bilmem kaç parçalık yapboza dönmüş bir dünya
Dünya olamazdı ya!
Ve çocuksu bir sevinçle taşıdılar umudu
Yürüyerek koşarak
Bir vapurla deniz varsa arada
Kafasını pencereden çıkarmış bir çocuk gibi
Tehlikeyi umursamaksızın bir trenin camından dışarı
Taşıdılar umudu yılmadan.

Bir zaman geldi ki insansılar türedi
Ve onların insanlık dışı düşünceleri
Birer makas olup kesmeye uğraştılar ipleri
Sandılar ki balonu elinden kaçan bir çocuk gibi ağlayacaklar umut işçileri
Elleri kanadığıyla kalacak
Ama yanıldılar yanılgıdan ibaret varlıklarıyla
Şimdi ipleri kesilen balonlar gökyüzünde süzülmekteydi
Eskisinden daha özgür, oradaydı
Gökyüzü dosttu ödünç aldı umudu umut işçilerinden
Bir yağmur başladı usulca
Yağan yağmura saklanan umut
Tekrar yeryüzüne inmekteydi usul usul
Kimisi şanslıydı sokağa fırlayıp altında ıslanacak kadar
Kimisi düşlerinden sebep hapsolduğu yerin avlusunda
Kimisi düşlerinden sebep kaçtığı bir başka memlekette, ülkede
Kimisi tek gidişlik bir yolculukta bir başka dünyada
Usul usul duyuyordu umudu
Ve borcunu ödüyordu gökyüzü yeryüzünden ödünç aldığı umutlarla

Hesaba katmadıkları bir şey vardı belki de
Umut bir çocuktu
Öyle ki nasıl bir çocuk düşe kalka büyürse
Düşürüldükçe, düşürülmeye çalışıldıkça daha da büyümüştü
Büyüdükçe büyümüştü umut.

En çok umut yakındı, en çok düşler
Korkulur oldu düşlerden, düşleyenlerden
Belki de bu yüzden en çok ondan kötü kelimeler türettiler
Yeri geldi düş-kün oldu yeri geldi düş-man...
Kurşuna dizildi bazen
Bir zaman yakıldı
İnsanlar medenileştikçe yöntemler ilkelleşiyordu sanki
Ve bir insansıya göre en güzel düş uykuda görülen düştü
Ayakta uyutmaya çalıştıkları uykuda
Gerçekler gözkapaklarının üstünde kalmalıydı hep
Görüş mesafesine girmeden...
Umudun saati çoktan kurulmuştu oysa ki
Ve her bir gün tekrar tekrar çalasıya dek
Çalma vakti geldi uyandı umut işçileri
Ve bir gün sesler sardığında tüm dünyayı
Sınırlar kalktığında ve sesler daha bir özgür yayıldığında
Uyanacak yeni bir dünya düşleyen bütün umut işçileri.
masalkuşu

Hiç yorum yok: