10 Mayıs 2010 Pazartesi

Direnmek kalırdı Kürde çünkü yaşamın bir başka adı direnmekti*

Terry Eagleton’ın yazmış olduğu Azizler ve Alimler isimli romanda İrlandalı Marksist devrimci James Connolly ile Mihail Bahtin arasında şöyle bir diyalog geçer; Bahtin: Neden ulusal kimliğe bu kadar önem veriyorsunuz anlamakta göçlük çekiyorum. Peki bu milliyetiniz neden önemli ya da bir kimlik edinmek? Connolly: Sorun ulusal kimliğimizi ortaya koymak değil, bir kimliğin keşfedilmesi sorunu. Öncelikle ne olabileceğinizi bilmek için özgür olmaya ihtiyacınız var, şu anda kim olduğumuzu söylemek bizim için imkansız. Connolly’nin Bahtin'e verdiği cevap dünya halkları arasında geniş bir coğrafyada ezilmeye devam eden başta Kürt halkı için ve diğer ezilen, kimlikleri bastırılmaya çalışılan halklar için önemlidir. Halkların kardeşliğine inancı olan her bireyin dikkate alması gereken bir tahlildir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleşen Kürt isyanları sonuçsuz kalmış, Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasından sonra da Kürtlerin yaşadığı topraklar dört parçaya bölünmüş; Kürt halkı, Türkiye, İran, Suriye ve Irak devletleri tarafından ezilmiş, baskı altına alınmış, yok sayılmış ve hatta yok edilmeye çalışılmış, Türkiye topraklarında çıkan ayaklanmalar hunharca bastırılmış ve on binlerce Kürt katledilmiştir. Irak’ta da Halepçe katliamında 5000 Kürt çoluk çocuk denmeden kimyasal silahlarla katledilmişti. Sağ kalanlarsa kimyasal silahlardan psikolojik ve fiziksel olarak ciddi şekilde etkilendi. Suriye’de 225 bin Kürdün vatandaşlık hakkı bile yok! Yani insan olarak bile kabul edilmiyorlar. Oy kullanma, mülk edinme hakları bulunmuyor. Dini inanışları itibarı ile 'İslam ümmetinin yetimleri' ismini alan Kürtler dini bayramlarını bile tel örgüler arasında kutlamaya mecbur bırakılmış bir halktır. Buna karşılık Kürt halkı sayısız direnişlerde bulundu. Direnişler, kendisini keşfetmek için özgür olmaya ihtiyaç duyan bir halkın dışavurumlarıydı. Şeyh Said, Ağrı, Dersim vd... Kürt direniş hareketlerinin ortak yönü Kürtlerin kimliklerini ortaya koymak değil bir kimliğin keşfedilmesi amacı ile gerçekleşmesidir. Çünkü Kürtlerin ne olacaklarını bilmeleri için özgür olmaya ihtiyaçları vardı. Kendi kaderini kendi iradeleri ile belirlemeye çalışan Kürt halkının verdiği mücadelelerin bedeli olarak Kürt coğrafyasında hiçbir zaman ateş, duman ve barut kokusu eksik olmamış, doğa güzellikleri diyarı olan bölgede insanlar yaşayamaz hale gelmiş nefes almakta zorlanmışlardır. Kürtler kimliklerini verdikleri mücadeleler sonucunda kabul ettirmiş olsalar da, bugün de hala siyasi baskı altında tutuluyorlar. Kürtlerin kimliklerini keşfetmelerinin engellenmesi, özgür olamayışları, aynı zamanda Türk halkının da esaret altında tutulmasını sağlıyor. İrlandalı James Connolly, bundan daha yüz yıl önce, ulusal sorunun çözümüne giden yolu ifade etmişti: ezen ve ezilen halkların işçilerinin birliği ve ulusal sorunun nedeni olan kapitalizmin ortadan kaldırılması.
* Musa Anter'in bir şiirinden alınmıştır R.

Hiç yorum yok: