5 Nisan 2011 Salı

Ömer ve Nesih Okula Geri Dönüyor

Manşetler büyük puntolarla şöyle yazmıştı:

‘Üniversite Öğrencisi Ömer Çalıştığı İnşaattan Düşerek Öldü’

Ömer’i hatırlayalım: 24 Ağustos 2010 tarihinde Muğla Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Edebiyatı 2. sınıf Öğrencisi Ömer Çetin, İstanbul Ataşehir’de okul harçlığını çıkarmak için günlüğü 30 TL’ye inşaatlarda vasıfsız işçi olarak çalışıyordu. Harçlığını çıkarmak için her gün olduğu gibi, hiçbir güvenlik tedbiri olmadan, dördüncü kata çıktı ve çalışmaya başladı. Birden dengesini kaybetti ve yere çakılarak hayatını yitirdi.

3 Mart 2011 tarihli gazetelerde ise Nesih Taşkın’ın haberi vardı. Tıpkı Ömer Çetin gibi harçlığını çıkarmak için çalıştığı inşaattan düşerek öldü. Nesih Amasya Üniversitesinde bir ön lisans programında öğrenciydi.

Ömer ve Nesih arkadaşlarımızı unutmadık ancak onları bir kez daha anmamıza sebep olan olay, geçtiğimiz haftalarda Muğla Üniversitesi'nde yaşandı. Olayı kısaca hatırlatalım: Muğla Üniversitesi öğrencileri, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü öğrencileri tarafından yapılan Ömer arkadaşımızın büstünü kampüse yerleştirmek istediler. 'Meçhul Öğrenci Anıtı' adını taşıyan büst ‘Ömer Okula Geri Dönüyor’ sloganları eşliğinde kampüse getirildi. Ancak jandarma büstün kampüse yerleştirilmesine izin vermedi. Okul yönetimi ve jandarma el ele, Ömer’e ve Ömer nezdinde diğer tüm emekçi çocuklarına üniversite kapılarını bir kez daha kapattı. Yani, bir teneffüs daha yaşasaydı tabiattan tahtaya kalkacak o öğrencilere.

Hatırlayacağınız üzere, iki arkadaşımızın haberi de basında kısaca yer bulmuştu. Ancak, üniversite öğrencisi arkadaşların inşaatlarda vasıfsız işçi olarak çalışmak zorunda kalmasının eleştirisi verilmedi. Bu halen harçlığını çıkarmak için inşaatlarda, madenlerde çalışmak zorunda kalan ve aynı tehlikeyle yüz yüze yaşayan arkadaşlarımızın varlığının hiçe sayılması anlamına gelir. Gösterilmeyen diğer bir gerçek, şehir esnafınca yolunacak kaz olarak görülen öğrencilerin, patronlar tarafından da ucuz iş gücü olarak kabul edilmesi. Birçok öğrenci, sağlıksız koşullarda, kayıtsız, düşük ücretli olarak aşırı çalışmaya mecbur. Bir meta olarak eğitim, bugün emekçi çocuklarının ancak canları pahasına çalışarak, faydalanabileceği bir nimet (!).

Parasız-anadilde eğitim hakkımızı savunmanın suç kabul edilmesi, burjuvazinin açıkça emekçilerin üniversitede okuyan çocuklarını kendilerine tehdit olarak gördüğünün kanıtı. Parasız-anadilde eğitim sloganı atan öğrencilerin basın tarafından marjinalleştirme çabası da şaşırtıcı değil. Ancak bugün bu sloganın altında birleşmek en temel insani ihtiyaçlarının en büyük sorunları haline dönüştüğü yüzbinlerce üniversite öğrencisi için oldukça gerekli.

Ömer ve Nesih arkadaşlarımızı yitirdik. Onlar kapitalizmin barış zamanında öldürdüğü genç iki insan. Mücadelemiz başka arkadaşlarımızı yitirmemek için, parasız-anadilde eğitim için, insanlık için bilim üretecek bir toplum için; sınıflı toplum düzenini ortadan kaldırmak için. Çünkü biliyoruz ki, Ömer ve Nesih’e bütün sınıf, çocuk bayramında zarfsız kuşlar gönderecek.*

*Ece Ayhan, Meçhul Öğrenci Anıtı

marmara

Hiç yorum yok: