ECE AYHAN:
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında
Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür
Devlet dersinde öldürülmüştür.
BİR SAHNE:
Ruhları lise günlerinde öldürülen, belki de hiç yaşama şansı verilmeyen çocuklar bir soğuk Kasım sabahı Kurtuluş'tan, Mamak'tan, Emek'ten, Balgat'tan akın ediyorlar okullarına, “kazandıkları” üniversitelerine. Belki aralarından bazıları çıkıyor ve soruyor: “Yani ben ne kazandım şimdi?” diye… Sorma genç, sorulara hiç yer yok burada, cevaplarımız var, bizi sonsuza dek götürmeye planlı.
BİR HABER:
Artık tüm çocuklar her sene bir test sınavını geçmek için programlanıyorlar, eskiden yalnızca lise sıralarındaydı, katliam artık ortaokul sıralarında!
OKUL DUVARLARINDA YANKILANAN:
Ayşe, sayma artık bahar çiçeklerini, bu senin hiç işine yaramayacak!
Gül, anlatma bu hikayeleri, yazma rengarenk çocuk hikayelerini, bunlarla vakit kaybediyorsun yalnızca!
Ali, kapat perdeleri, güneş sana öğretemeyecek bu ezber bilgileri..
Tüm iplerini kesin uçurtmaların ve kapatın tüm perdeleri! Silik kitapların silik harfleriyle sökeceğiz test çözmeyi. Asla hayalini kurmayın başka türlü şeylerin, bacaklarınızı örtün, kahkaha atmayın, saçlarınızı açmayın.
Ve her gün akın akın gelirken şu okullara, her gün, günden güne daha da eksilin, kırılın, çürüyün. Büyüyün!
BİR ÇAĞRI:
Dünyanın okulu sevmeyen tüm çocukları, birleşin!
ECE AYHAN:
...
Arkadaşları zakkumlarla örmüştür şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır.
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
ÇOCUKLAR:
Kalplerimizde bizden daha büyük çocuklar varsa,
Birleşmemiz için hiçbir engel yok!
levi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder