Bu
sene harçlara zam yapılmayacak açıklamasının ardından, 26
Ağustos 2011 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile dolaylı olarak
yapılan haksız ve habersiz zam şokuyla yeni döneme başladık.
Önce alttan alınan ders ve krediye bağlı harç zammı ortaya
çıktı ardından üniversitelere verilen harçları artırma
yetkisinin yüzde 20’den yüzde 30’a yükseltildiği açıklandı.
Bu haberin ardından üniversite öğrencileri zammın uygulanmasını
önlemek amacıyla eylemler ve imza kampanyaları örgütlediler.
Kısa süre sonra YÖK zam kararını askıya aldı ve “ilgili
kanun değişikliğinin gerçekleştirileceği tarihe kadar
öğrencilerden alınan katkı payı/öğrenim ücretine ilave mali
yükümlülüğün ertelendiğini bildirdi.” Ödenen
zamlı harçların iadesi yapılacağı da sonraki günlerde gündeme
geldi.
Peki
zam tehdidi ortadan kalktı mı, elbette hayır. Hâlihazırda ödenen
üniversite harçları emekçi çocukları ve çalışan
öğrencilerin üniversite okumasını yeterince zorlaştırıyorken
bir de uygulanması planlanan zamlı harçların üniversite okumayı
emekçi çocukları için daha da zor hale getireceği gün gibi
açık. Eğitimin “yasal hak” olduğu, “satılamayacağı”
burjuva hukukunda belirtilmesine rağmen öğrencilere “eğitim
hakları” yüksek bedel karşılığında sunuluyor. Öğrenciler
giderek müşterileştirilirken üniversiteler de giderek
şirketleşiyor.
Üniversiteler
burjuvazinin resmi ideolojiyi yayma, sermayenin ihtiyacı olan iş
gücünü ve devletin ihtiyacı olan bürokratları yetiştirmeye
yönelik en güçlü araçlarından biri, dolayısıyla özgür
düşüncenin ve bilimin varlığından söz edebilmemiz mümkün
olmuyor. Burjuvazi de bu kurumları kendi çıkarları doğrultusunda
düzenlemek ve aynı amaçla koruyabilmek adına var gücüyle
çalışmaktadır, harç zamları bu bütünün bir parçasıdır.
Buna karşın emekçi çocukları ile üniversitelerin
şirketleşmesine karşı mücadele eden muhalif öğrencilerin
okuldan uzaklaştırılma çabaları birbirlerinden bağımsız
değildir.
Bizler
üniversiteleri sermayenin kontrolünden çıkarmak; parasız,
bilimsel ve anadilde eğitim için mücadelemizi sürdürmeliyiz.
Evet, harçlara yapılacak zamlar kabul edilemez ve buna karşı asıl
mücadele, sermayenin bütünlüklü dönüşüm projesini görerek,
parasız eğitim için, Özgür Emekçiler Üniversitesi'nin inşası
için yürütülmelidir. Üniversiteler sermaye için değil, toplum
için bilim üreten yerler haline getirilmeli ve üniversite kapıları
emekçi çocuklarına ve emekçilere sonuna kadar açılmalıdır.
kardelen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder