1 Kasım 2009 Pazar

Üniversiteler Yeni Zamlarla Birlikte Açıldı


Üniversite öğrencileri yeni eğitim – öğretim yılına harçlara, yurtlara, ulaşıma, yemek fiyatlarına kısacası A'dan Z'ye en temel ihtiyaçlarına ve gereksinimlerine yapılan zamlarla okula başladı. Dahası, yapılan zamlar, içinden geçmekte olduğumuz dünya ekonomik krizinin derinden hissedildiği bir dönemde yapıldı.


Hatırlayacaksanız, YÖK, öğrencileri yakından ilgilendiren ve bir süre gündemi meşgul eden öğrenim har(a)çlarına %500' leri bulan zam yapmayı planlıyordu. Bu kadarı da pes dedirtecek zam, toplumsal bir tepkiye yol açtı. Çeşitli siyasi çevreler, demokratik kitle örgütleri ve öğrenciler harçlara yapılacak %500 zammı kabul etmeyeceklerini ve zammın bir an önce geri alınması yönünde çeşitli eylemler yaptılar. Hiç şüphesiz yapılan eylemlerin etkisi ile hükümet %500 zammı %8'e düşürdü. Ancak bu da hiçbir şekilde kabul edilemez. Zira, hatırlayacaksınız, hükümet geçen yıl da harçlara %10 oranında zam yapmıştı. Yani bu demektir ki, iki yıl içinde, öğrenim har(a)çlarına yaklaşık %20 oranında zam yapıldı. Bu bir yana, yeni yapılan zam, gün geçtikçe toplumsal ve ekonomik hayatı felç eden kapitalist ekonomik krizin hala devam ettiği bir süreçte yapıldı. Yaşanılan bu krizle birlikte, işten çıkarmalarda patlama yaşandı, işsizlik çığ gibi büyüdü, işçi ücretlerinde büyük düşüşler oldu. Krizin faturasını işçi ve emekçilere kesen hükümet, sermaye sınıfını krizden kurtarmak için birbiri ardına hazırladığı “paket”leri hayata geçirdi. Sermaye sınıfı, hayata geçirilen paketlerden vergi indirimi, kısa çalışma ödeneği, işsizlik sigortası fonunun yağma edilmesi gibi lehine olabilecek bir dizi haktan yararlandı.
Görüldüğü gibi, hükümet, söz konusu sermaye sınıfı olunca onun lehine olabilecek her türlü kriz önlemini alırken ve ayrıcalıklar tanırken, söz konusu işçi sınıfı ve öğrenci gençlik olduğunda ücret indirimi ve harç zammı yapmaktan geri kalmıyor. Öte yandan, asgari ücretin 550 TL olduğu ve emekli ve kamu emekçilerinin ücretlerine %1 – 2 gibi komik bir zammın yapıldığı bir ülkede, öğrenim har(a)çlarına yapılan zam, tekrar belirtmek gerekirse, hiçbir şekilde kabul edilemez. Hükümetin yaptığı zam bizlere şunu gösteriyor, işçi ve emekçi çocuklarına üniversite kapılarını kapatmak!
Öğrencilere karşı yapılan zamlara devam etmeden önce, üniversiteyi yeni kazanan öğrencilerin, üniversite kayıtları sırasında kayıt parası adı altında 50 – 250 YTL arasında değişen “ayak bastı” parasının hukuki ve yasal bir zorunluluğu olmadığını belirterek geçelim.
Öğrencilerin yaşadığı sorunlardan bir diğeri olan barınma sorununa gelince, her yıl yüzbinlerce öğrenci üniversiteyi kazanıyor, ama devlet, bilinçli olarak yurt imkanlarını kısıtlı düzeyde tutarak öğrencileri özel yurtlara ve cemaat yurtlarına teşvik ediyor. Bu teşvik, her yıl olduğu gibi bu yıl da söz konusu oldu. Devlet, hem bu teşviki yapıyor hem de “kendi” yurtlarında sağlıksız, kalitesiz ve niteliksiz koşulları dayatıyor, bunun yanında yurt ücretlerine rutin zam yapmayı ihmal etmiyor. Bu yıl, yurt ücretlerine %10 – 15 kadar zam yapıldığı gibi birçok yerde yurt sıkıntısı yaşandı. Şunu da belirtelim, her zaman olduğu gibi İdare ve ÖGB (Özel Güvenlik Birimi) işbirliği ile faşistler, yurtlarda faşist propagandanın yanı sıra sosyalist ve Kürt öğrencilere baskı ve şiddet uyguluyor. Hal böyle olunca, öğrenciler, özel yurtlara ya da cemaat yurtlarına gitme zorunluluğunda kalıyor/bırakılıyor.
Üniversiteye gidip gelmede öğrencilerin bir diğer sorunu olan ulaşıma birçok şehirde %50'leri bulan zam yapıldı. Ulaşıma yapılan zamla çok zor durumda bırakılan öğrenciler, bitip tükenmek bilmeyen ulaşım çilesini çekmeye devam ediyor. Yine, sıkı durun, çeşitli üniversitelerde %30 – 40 gibi bir zam da yemek fiyatlarına yapıldı. Ne, o kadar değil mi dediniz? Unutmayalım, kar amacı güden kapitalist bir sistemde yaşıyoruz; dolayısıyla, kapitalist sistem öğrenci möğrenci dinlemeden sömürmekten asla kendini alıkoymaz.
Kapitalist sistem öğrenciyi yaşayamaz/okuyamaz durumda bırakıyor. Bu durumda öğrencinin, yapılan zamların ve yaşadıkları sorunların altından kalkmak için ilk yaptığı şey, part–time bir işte çalışmak oluyor. Öğrencinin part–time bir işte çalışması demek, eğitiminin aksaması yani üniversiteyi okuyamaması demektir. Bu da şu demektir: Kapitalist sistem diyor ki, ey öğrenci (!), paran varsa oku yoksa okuma!
Yapılan zamlarla öğrencilerin yaşadıkları sorunları kısaca özetlemeye çalıştık, aslında bu özet, özetin özetidir. Zira öğrencilerin yaşadıkları sorunlar birkaç sayfa ile anlatılacak şeyler değil.
Evet, öğrencilere karşı yapılan zamlar üzerinden ve bununla ilişkili olarak eğitiminin engellendiğini anlatan hikaye, senin hikayen. Bu hikayeyi ters–yüz etmek senin elinde. Bunun için kiminle birlikte ve neye karşı mücadele edeceğini biliyorsun.

Meso

Hiç yorum yok: