7 Kasım 2012 Çarşamba
5 Kasım 2012 Pazartesi
3 Kasım 2012 Cumartesi
Türkiye’de Yüksek Öğretim ve YÖK
12 Eylül rejiminin bir kalıntısı olan Yüksek Öğretim
Kurumu (YÖK), askeri diktatörlüğün üniversiteleri/ üniversite öğrencilerini
disipline etmek ve yüksek öğretimi serbest piyasa ekonomisine dahil etmek için
oluşturduğu bir kurumdur. YÖK, siyasi iktidarda yaşanan değişikliklere ve
ekonominin ihtiyaçlarına paralel olarak zaman içinde bir değişim yaşamakla
birlikte, öz olarak kurulduğu andan itibaren bu işlevlerini
sürdürmektedir. Bununla birlikte,
özellikle 28 Şubat sonrasında ve AKP iktidarının ilk yıllarında YÖK üzerinden
yaşanan iktidar mücadelesi, bu kurumun sadece öğrenciler üzerinde bir baskı
aygıtı olmadığını; burjuvazi için kapitalist sistemin ekonomik ve ideolojik
yeniden üretimi açısından vazgeçilmezliğini gözler önüne sermiştir.
Tom Henehan’ın Öldürülmesinin 35. Yılı
Ekim 2012,
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin ABD’deki şubesi Sosyalist
Eşitlik Partisi’nin (SEP) önceli İşçiler Birliği’nin Siyasi Komite üyesi Tom
Henehan’ın öldürülmesinin otuz beşinci yıldönümü.
Tom, 16 Mart
1951’de Wisconsin eyaletinin Milwaukee kentinde doğmuştu. Yaşamını işçi
sınıfının siyasi eğitimine ve kurtuluşuna adamış olan Tom, Mart 1973’te İşçiler
Birliği’ne katılmıştı.
Tom,
partideki dört yıllık yaşamı boyunca ABD’de ve uluslararası düzeyde gençlik
hareketinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştı.
Küreselleşme ve Üniversitelerin Dönüşümü
Üniversiteler, geçmişte de
sermayenin nitelikli/beyaz yakalı işgücü ihtiyacının başlıca karşılayıcısı
işlevini yerine getiriyorlardı. Özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında, tüm
dünyada üniversiteler işçi sınıfından gençlerin de gidebileceği şekilde
dönüştürüldü. Bunun nedeni, kapitalizmin, artık toplumun geniş kesimini
oluşturan işçi çocuklarına da ihtiyaç duymasıydı. Dönemin ulusal pazar üzerinde
yükselen ithal ikameci kalkınma modeli çerçevesinde, her bir ülkenin burjuvazisi
ağırlıklı olarak kendi ulusal pazarındaki sermaye birikimini geliştirmek ve
ihtiyaç duyduğu işgücünü buna uygun biçimde üretmek gerekliliğiyle karşı
karşıyaydı.
Toplumsal Eşitlik İçin Uluslararası Öğrenciler’in (ABD) İlkeler Bildirgesi - 2011
İnsanlık, 21. yüzyılın ikinci on
yılına işsizlik, savaşlar, eşitsizlik ve yoksulluk ile kuşatılmış şekilde
girdi.
Teknolojideki ve iletişimdeki
büyük ilerlemelere rağmen, ABD’de 25 milyon insan işsiz. Dünya çapında,
milyarlarca insan açlık içinde ve insanlık sonu gelmeyen savaşlarla karşı
karşıya.
ABD yönetimi (hem federal hem de
merkezi düzeyde), bankalara trilyonlarca dolar verdikten sonra, eğitimde ve
diğer sosyal harcamalarda daha önce tanık olunmadık kesintileri dayatıyor. Bu
arada mali seçkinler, bir aristokrasinin ruh hali ve kibriyle, kendi
krizlerinden işçi sınıfı zararına zenginleşmek için yararlanmaktadır. Her iş
yerinde, doğrudan zenginlerin yararına ücretler düşmekte ve işyükü artmaktadır.
Çalışanlara yönelik bu savaşa,
dışarıdaki savaşlar eşlik ediyor. Bush’un “21. yüzyıl savaşları”nı devam
ettiren Obama, aralarında İran ve Çin’in de bulunduğu birçok ülkeye yönelik
tehditlerle birlikte, Afganistan’da bir “akın” ve Libya’ya karşı yeni bir
emperyalist savaş başlattı.
Toplumsal Eşitlik ve Özgür Emekçiler Üniversitesi İçin
Üniversitelerde gerçekleştirilen yeni-liberal
dönüşümlere, YÖK'e ve onun atadığı rektörlere karşı nasıl mücadele edileceği ve
alternatifi ne üzerinden inşa edeceğimiz, üniversite bileşenleri açısından hayati
önem taşıyor. Bu mücadeleye girmeden önce şu soruların yanıtlanması gerekir:
Üniversiteler sınıflar mücadelesinden bağımsız mıdır? Üniversitede sınıflar var
mıdır? Üniversitelerin tek öznesi öğrenciler midir? Üniversiteler kimindir?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)