15 Ocak 2011 Cumartesi
9 Ocak 2011 Pazar
Reformist-Ulusalcı Söylemin Gölgesinde Üniversite Konferansı
5 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde Ayhan Şahenk Salonu’nda yapılması planlanan Üniversite Konferansı Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından önce izin verilmesine rağmen son dakika kararıyla iptal edilmişti. Bunun üzerine B.Ü. Rektörlüğü, üniversite konferansı hazırlık komitesi tarafından “http://universitekonferansi.org” sitesinde yayınlanan metinde sert biçimde eleştirildi. Bunun sonucunda iptal kararının ardından etkinlik 7 Ocak tarihinde, Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde geniş katılımla gerçekleştirildi. Sosyalizm Gençliği olarak düzenleyici kurumlar arasında yer almayarak konferansa katılım gerçekleştirdik. Konferansın tanıtımında, düzenleyici kurumlar [1], üniversite bileşenlerinin, yani öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite emekçilerinin temel sorunlarının tartışılmasına ve bu tartışılanlar üzerinden çeşitli sonuçlar çıkarılmasına vurgu yapmıştı. Fakat gerek konferansın başında gerek sonunda kürsüde konuşan kişilerin sadece 3′ü akademisyendi ve geri kalanı tamamen öğrenciydi. Anlaşılacağı üzere konferansın tanıtımında yer alan “üniversite çaışanlarının” söz hakkı hususu atlandı. Bu açıdan bakıldığında konferans üniversite bileşenlerini tam olarak kapsamamış ve salondaki ağırlığı öğrenci gençlik oluşturmuştur.
4 Ocak 2011 Salı
İstanbul Üniversitesi'nde Soruşturma Terörü
İstanbul Üniversitesi'nde pazartesi günü okula giden 45 öğrenci rektörlüğün soruşturma ilanıyla karşılaştı. Soruşturma gerekçesini “27-28 Ekim ve 1 Kasım 2010 tarihlerinde kimlik göstermeden, çanta kontrolü yaptırmadan zorla okula giriş yapmak” olarak sunan üniversite yönetimi, daha önce yaptığı düzenlemelere ve öğrencilere yönelik saldırılarına bir yenisini daha eklemiş oldu.
Hatırlanacağı gibi, 1 Kasım 2010 tarihinde İstanbul Üniversitesi'nde iki öğrenci özel güvenlik birimlerinin gayri-meşru üst ve çanta aramasına karşı geldikleri için dövülmüş ve ardından polis tarafından gözaltına alınmışlardı. Bu saldırıyı ve üst aramalarını protesto etmek için öğlen saatlerinde biraraya gelen öğrenciler, yalnızca araç sahiplerinin “kimlik göstermeden, çanta kontrolü yaptırmadan” yani zorla (!) girdikleri araç kapısından toplu giriş yapmışlar, üniversite içerisinde saldırıya ve üst aramalarına karşı tüm öğrencilere birlikte mücadele çağrısı yaparak eylemi sonlandırmışlardı.
Sermayenin, eğitim yılının başlamasıyla açığa çıkan YÖK genelgesiyle birlikte, üniversiteleri düşünmeyen mahkumların bulunduğu cezaevlerine dönüştürme niyeti zaten açığa çıkmıştı. Geçtiğimiz günlerde buna, fiilen uygulamada olan, ama İÜ rektörü Yunus Söylet'in talebiyle daha genişletilen polis arama yetkisi eklenmişti. İÜ'deki son soruşturma terörü, hiç şüphesiz bu sürecin bir devamıdır ve bu süreç yalnızca İÜ'de değil, birçok üniversitede bütünlüklü olarak gerçekleştirilmektedir.
İÜ yönetiminin açılan soruşturmaları tam da bugünlerde açıklamasının arkasında, önümüzdeki hafta final dönemine (ve ardından da yarıyıl tatiline) girecek öğrencilerin ciddi bir direniş örgütleyememesi hesabının yattığı da düşünüldüğünde, soruşturmaların tamamen bilinçli bir saldırının ürünü olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Soruşturma terörüne maruz kalan öğrenciler, tüm bunlara rağmen birleşik ve kitlesel bir mücadele hattı örgütleyebilirlerse hiç şüphesiz soruşturmalar geri çekilecek ve yıl başından itibaren hız verilen bütünlüklü saldırıya karşı koymanın önünü açacaklardır.
İÜ'den İktisat-Siyaset okuru öğrenciler
İstanbul Üniversitesi’nde Polise Bir Yıllık Arama İzni
İstanbul Üniversitesi’nde olağanüstü hal uygulamalarına bir yenisi daha eklendi. Geçen aylarda YÖK kararıyla üniversitelerdeki sayıları hızla arttırılan polislere bu kez 1 yıl boyunca sınırsız arama yetkisi verildi. İ.Ü. rektörlüğünün savcılığa başvurarak aldırdığı mahkeme kararına göre polis bir yıl boyunca Beyazıt’taki bütün fakültelerde arama yapabilecek. “Önleme Araması Kararı” adıyla duyurulan kararda öğrencilerin çanta, paket, poşet, araç ve özel kağıtlarının da aranabileceği belirtilmiş. Ayrıca arama yapılacak yerler de karara eklenmiş, buna göre Fatih sınırlarındaki bütün fakülte, yüksekokul ve idari binaların girişinde, hatta çevresinde de istenildiği taktirde arama yapılabilecek.