Son
zamanlarda muhalif kesimlere yönelik artan baskılar,
gözaltı ve tutuklamalar şeklinde kendini gösterirken üniversite
yönetimleri de boş durmuyor. Üniversiteyi bilim merkezi olmaktan
çıkarıp sermayenin kollarına bırakmaya çalışan rektör ve
dekanlıklar adeta sahte mahkemecilik oyunu oynuyorlar.
Üniversitelerde devrimci öğrencilere yönelik soruşturma ve
cezaların ise ardı akası kesilmiyor.
İstanbul
bağımsız milletvekili Levent Tüzel’in Milli Eğitim Bakanı
Ömer Dinçer'e yönelttiği soruşturma ve ceza alan öğrencilerin
sayısını isteyen sorunun ardından, Dinçer YÖK verilerinden
aldığı bilgilerle, 2010 ve 2011’de toplam 7 bin 43 üniversite
öğrencisi hakkında soruşturma açıldığını, bu öğrencilerden
4 bin 602’sinin okuldan uzaklaştırıldığını, 55’inin ise
atıldığını açıkladı.
Bu
dönem tek tek üniversitelerdeki somut durum ise şöyle;
HACETTEPE
ÜNİVERSİTESİ
Bu
yılın
sözüm ona soruşturma şampiyonu Hacettepe Üniversitesi oldu.
Geçen dönem yüzden fazla öğrenciye soruşturma açan Hacettepe
Üniversitesi rektörlüğü, 19 Mart tarihinde beş “sol görüşlü”
öğrenci hakkında soruşturma açtı. Öğrencilere gönderilen
soruşturma evrakında, “Eczacılık Fakültesi girişindeki ilan
ve panolarına afiş asılması sırasında tartışmaya katılmak ve
aynı gün kütüphane önünde tartışmaya sebep olmak” iddiası
bulunuyordu.
28
Şubat'ta, aralarında faşistlerinde bulunduğu bir grup tarafından
yapılan Hocalı anması sırasında, yaşanan olaylar nedeniyle de
46 öğrenciye soruşturma açıldı. Üstelik Soruşturma
Komisyonu Başkanlığı'na da sağ görüşlü, Alparslan Türkeş
hayranı bir öğretim görevlisi getirildi. Olayın ardından ise
rektör
Prof. Dr. Murat Tuncer, okulun internet sayfasından bir duyuru
yayınladı. Bu açıklama ile göreve başladığı ilk günden beri
ısrarcı olduğu “demokratik reform” sözlerinde ne kadar
samimiyetsiz olduğunu ortaya koydu. Tuncer açıklamasında etkinlik
için toplanan grubun başka bir grup öğrenci tarafından
engellendiğini ve tartaklandığını, etkinliğine yapılan
saldırının anti-demokratik olduğunu, bu sebeple bu öğrenciler
hakkında disiplin soruşturmaları yürütüleceğini belirtmişti.
Tuncer’in
bu açıklamalarının alt metni şuydu: “Okulumuzda, nefret
söylemi içeren ırkçı etkinliklerin yürütülmesi demokratik ve
meşrudur. Ancak bu ırkçı ve saldırgan etkinliklerin, devrimci
öğrenciler tarafından ‘halkların kardeşliği’ gibi barışçıl
bir söylemle protesto edilmesi antidemokratik bir harekettir(1).”
Buradan anlaşıldığı üzere, rektör Tuncer’in demokrasi
anlayışı, soykırım hevesinde olan ırkçı öğrencilerin
çalışmalarına destek olmaktan geçmekte. Böyle bir demokrasi
kabul edilemez. Anımsatalım; yaklaşık bir ay önce üniversiteye
biber gazı almayı reddeden ‘demokratik’ rektörü burjuva
medyadan takip etmiştik. Şimdi ise aynı okul yönetimi, faşist
güruh tarafından saldırıya uğrayan öğrencilere soruşturma
açabiliyor!
Ayrıca
olayı takiben rektörlük 30′u aşkın Eğitim-Sen‘li üniversite
çalışanına da soruşturma açtı. Polisin öğrenciyi darp
etmesini engellemeye çalışan öğretim üyeleri, soruşturmaya
hedef oldu.
ANKARA
ÜNİVERSİTESİ
AÜ
yönetimi Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi’nde yaşanan faşist saldırıdan sonra saldırıya
uğrayan öğrencileri cezalandırdı! Geçtiğimiz günlerde DTCF
kantininde oturan sol görüşlü öğrencilere faşist bir grup
tarafından silahlı ve satırlı saldırı gerçekleştirilmiş, çok
sayıda öğrenci yaralanırken, okul 1,5 günlüğüne tatil
edilmişti. Saldırının ardından soruşturma açan fakülte
yönetimi, saldırıya uğrayan 21 öğrenciye “süresiz
uzaklaştırma cezası” cezası verdi. Olayda iki öğrenci
faşistlerin satır darbeleriyle yaralanmıştı. Olayda faşistlere
polisin müdahale etmediği gibi, olaydan sonra bir işlem de
yapılmadı.
On
Dokuz Mayıs Üniversitesi
Samsun
On Dokuz Mayıs
Üniversitesi'nde, Uludere katliamını protesto etmek için yürüyüş
yapıp basın açıklaması yapan 90’a yakın üniversite
öğrencisine soruşturma açıldı. OMÜ Rektörlüğü'nce açılan
soruşturma sebebi; izinsiz yürüyüş ve basın açıklaması
olarak gösteriliyor.
Mustafa
Kemal Üniversitesi
Mustafa
Kemal Üniversitesi, geçtiğimiz
ay puşi takan bir öğrencinin faşistler tarafından tehdit
edilmesinin ardından, olayı protesto eden 65 öğrenciye soruşturma
açtı.
Mustafa
Kemal Üniversitesi'nde ülkücü bir grup üniversite yemekhanesinde
puşi
takan bir gence önce sözlü tehditler savurdu. Ardından silah
çıkararak tehdit etmeye devam ettiler. Bu olayın ardından durumu
protesto eden 65 öğrenciye soruşturma açıldı. Üstelik
soruşturma açılan öğrencilerin isim ve soy isimleri listeler
halinde asılarak deşifre edilip açık hedef haline getirildi.
Çanakkale
On Sekiz Mart Üniversitesi
Üniversitede
işten
çıkarılan işçilerle ilgili bildiri dağıtımı yaparken faşist
güruhun saldırısına uğrayan ve saldırıyı püskürten
öğrencilere Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekanlığı tarafından
soruşturma açıldı.
Çanakkale
On Sekiz Mart Üniversitesi'nde çalışan
40 işçinin işten çıkarılmasına karşı ÇOMÜ Öğrencileri
teşhir çalışması yaparak ''Taşeronlaşma, Öğretimin
Ticarileştirilmesi ve İşçi Kıyımları'' ile ilgili gençliği
bir arada olmaya çağırmıştı.
Ayrıca
ÇOMÜ öğrencileri tarafından 2011 yılında kutlanan Newroz için
bu yıl soruşturma açıldı. Hükümetin Newroz'a getirdiği yasağı
fırsat bilen okul yönetimi 20.03.11 tarihinde üniversite
öğrencileri tarafından kutlanan Newroz’a 12.03.12 tarihinde
soruşturma açtı.
2010
Newroz'u sonrasında
açılan soruşturmayla da 5 öğrenci 6 ay, 20 öğrenci de birer
aylık uzaklaştırma cezası almıştı.
DUMLUPINAR
ÜNİVERSİTESİ
Dumlupınar
Üniversitesi'nde, afiş asan 3 öğrenciye soruşturma açıldı.
Üstelik öğrencilere kabahatler kanunu gereğince para cezası da
kesildi.
SÜLEYMAN
DEMİREL
ÜNİVERSİTESİ
Isparta’da
SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi önünde 3 Ekim 2011 tarihinde
üniversite harçlarına
yapılan zamları protesto eden 51 öğrenci hakkında üniversite
yönetimi soruşturma başlattı. soruşturmanın ardından 51
öğrenciye uzaklaştırma cezası verildi.
İSTANBUL
ÜNİVERSİTESİ
İstanbul
Üniversitesinde de, Türkiye'nin diğer üniversitelerinde
yaşananlardan farklı olmayarak, faşist provokasyonlar ve ÖGB
saldırılarının ardından, solcu öğrencilere sürekli
soruşturmalar açılmakta ve cezalar verilmektedir. İÜ'de de sön
dönem onlarca öğrenci toplamında birkaç yıla tekabül eden
uzaklaştırma cezası alırken, faşist provokatörler ve
öğrencileri darb eden ÖGB'ler hakkında herhangi bir işlem
yapılmamaktadır.
Görüldüğü
üzere üniversiteleri deyim yerindeyse dikensiz gül bahçesine ve
ticari bir işletmeye çevirmek isteyen bu tacirlerin, devrimci
öğrencilere yönelik baskı ve yıldırma politikaları bitmek
tükenmek bilmiyor. Soruşturmalar, gözaltılar ve tutuklamalar
halinde gelen bu saldırılar birçok öğrencinin eğitim hakkını
elinden almakta ve öğrencilerin fikirlerini özgürce ifade
etmesine ket vurmaktadır. Bununla birlikte tüm bu yaşananlar
öğrenci gençlik hareketine dönük sistematik ve kapsamlı
saldırıları içerirken, buna karşı koymanın yolu ise birleşik
ve kitlesel biçimde salt öğrencilerle sınırlı kalmayıp tüm
üniversite bileşenlerini kapsama zorunluluğu alan bir mücadele
zeminin yaratılmasından geçiyor.
leyla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder