27 Ekim 2010 Çarşamba
11 Ekim 2010 Pazartesi
6 Ekim 2010 Çarşamba
İçindekiler
Yeni Bir Döneme Başlarken
12 Eylül Bitti mi? “İleri Demokrasi”ye Geçtik mi?
Sermayenin Kültür ve Sanata Yeni Saldırısı: ÖKM Tasfiye Ediliyor
Sorun KPSS Değil Eğitim Sistemi
Kasım
Anadilde Eğitim İçin Okul Boykotu Üzerine
Hrant
Jamendo
Avrupa'da Barbarları Beklerken
Binbir Gece ya da Yeni Burjuva Masalları
Pakistan'da Sel -Doğal Değil Kapitalist Afet-
Küba'da Kapitalist Restorasyon Hızlanıyor
Ortadoğu'da Son Durum
Şilili Madenciler Üzerine
E- Öğrenim ve Özelleşen Devlet Üniversiteleri
Akşamüstü
Sınırları Ortadan Kaldırma Hakkı
Yeni Bir Döneme Başlarken
İktisat-Siyaset'in 16. sayısıyla beraber, üç aylık bir aranın ardından yayın hayatımıza devam ediyoruz. Yaz döneminde okulların kapanmasıyla birlikte bizler de yayınımızı İ-S'nin internet sayfası üzerinden sürdürmüş ve yeni sayı için hazırlıklara başlamıştık.
12 Eylül Bitti mi? “İleri Demokrasi”ye Geçtik mi?
Aylarca ülke gündeminin en sıcak maddesi olarak izlediğimiz; coğrafyamızda ve dünyanın geri kalanında yaşanan birçok önemli gelişmeyi perde arkasına iten 12 Eylül referandumunu geride bıraktık. Referanduma götürülen anayasa değişikliği paketi, %42’ye varan “Hayır” oyuna karşılık, %58’lik “Evet” oyu ile kabul edilmiş oldu. AKP, öncülüğünü yaptığı “Evet” cephesi ile birlikte hatırı sayılır bir oy farkıyla siyasi rakiplerine üstünlük sağladı; anayasa değişikliği üzerinden yeni bir zafer kazandı. Bu arada referanduma katılım oranın %74 civarında gerçekleştiğini de hatırlatalım. Referamdum sonrası ortaya çıkan tablo, süreci takip etme şansına sahip olmuş ve burjuva siyasi partiler arsındaki güç dengelerini doğru okuyan hiç kimse için sürpriz sayılmazdı.
Sermayenin Kültür ve Sanata Yeni Saldırısı: ÖKM Tasfiye Ediliyor
(ÖKM'nin kapatılmasının ilk gündeme geldiği günlerde aşığıdaki yazı kaleme alınmıştı. Üniversitenin açılmasıyla birlikte, yazıda ifade edilen noktaların doğruluğu da ortaya çıkmış oldu. Bugün ÖKM'ye bağlı kulüpler fakültelere dağıtılmış durumda, ÖKM'ye bağlı olmayan kulüpler de yeni yönetmelikle ona bağlı kılındı ve böylece okuldaki tüm kulüpler kapatılmış oldu; herbirinin yeniden -bu kez yirmi üyeyle- kuruluş başvurusu yapması gerekecek. Fakülteler bünyesine dağıtılan kulüplere de yalnızca o fakültelerin öğrencilerinin üye olabileceği ifade ediliyor. Bu düzenleme ve diğer kulüplerin de kapatılmış olması, öğrencilerin tüm kültürel-sanatsal faaliyetlerinin önüne barikat çekilmek istendiğini çok net bir şekilde gösterdi. Ne yazık ki, bu saldırıya karşı örgütlü bir karşı koyuş da geliştirilebilmiş değil.)
Sorun KPSS Değil Eğitim Sistemi
Yaklaşık 300 bin öğretmen adayı ve toplamda 800 bin kişinin girdiği bu yılki KPSS Lisans sınavında yaşanan olayın ciddiyeti basın tarafından her ne kadar magazinleştirilmeye çalışılsa da bazı gerçekler su yüzüne çıktı ki bunlar başta KPSS'nin varlığını ve bununla birlikte eğitim sistemini sorgulamamıza bir kez daha vesile oldu. KPSS'de yaşanan olayı duymayanımız kalmamıştır, ama yine de özetlemekte yarar var. KPSS Lisans eğitim bilimleri bölümü testinde sorulan 120 soruya 350 kişinin 120'sini doğru olarak cevaplaması ve yine çok sayıda kişinin 117, 118, 119 net çıkarması akıllara ilk olarak kopya çekildiği şüphesini getirmişti. Bu şüpheyi destekleyen açıklamalar Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'tan geldi. Olayın takipçisi olan Koncuk, sendika genel merkezinde bir basın açıklaması düzenleyerek belgeleriyle birlikte KPSS'de kopya çekildiği iddialarını kamuoyu ile paylaştı ve bu iddialar gündeme damgasını vurdu.
Kasım
susarız beraber
sonra sen gider sürekli sevişirsin
yalnızlığımızla
bir uzak mevsim çizerler
eskimiş kokularıyla gölgende yasemenler
uzar gider bütün çiçekli sokaklarda
özlenmişliğin
sahi onca akşam onca sabah
o kadına neydi benzediğin
Anadilde Eğitim İçin Okul Boykotu Üzerine
Bu yılki ilk ve ortaöğretimde yeni eğitim döneminin ilk haftasına TZP Kurdi'nin (Tevgera Ziman û Perwerdehiya Kurdî - Kürt Dili ve Eğitimi Hareketi) anadilde eğitim için okul boykotu damgasını vurdu. 20-25 Eylül tarihleri arasında yapılacağı açıklanan okul boykotuna BDP'den de destek gelmişti. Devletin ve basın-yayın organlarının boykota katılım konusunda ilgisiz görünmeye çalıştığı ama gerçekte kaçınılmaz olarak ciddiye aldığı gözlerden kaçmadı. Daha boykot başlamadan hem hükümet hem de burjuva medya ona karşı yoğun bir karşı propaganda ve karalama kampanyası başlatmıştı. Burjuva düzenin bu bekçilerine göre boykota katılım oldukça sınırlı kalmış, hiçbir şekilde başarıya ulaşmamıştı.
Hrant
“Kendi kimliğini ötekinin varlığına göre
konumlandırmak hastalıktır. Kimliğini yaşatman
için sana bir düşman gerekiyorsa,
senin kimliğin hastalıklıdır”
Bu aralar bir kez daha sık sık adını duyduğumuz bir isim oldu Hrant. 19 Ocak 2007’de bedeni kurşunlara yenik düştüğünde de herkes onu konuşuyordu. Binlerce insan onun için toplanıyor, köşe yazarlarının kalemlerinden o düşmüyordu. O öldü, zaman işlemeye devam etti ama o unutulmadı. Sürüp giden davası, her 19 Ocak’ta Agos’un önünde toplanan binlerce insan ve son olarak da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hrant lehine verdiği karar. Bir şekilde hatırlatıyordu kendini. Şimdi Hrant cinayetine gelen süreci ve sonrasını bir kez daha hatırlamakta yarar var sanırım.
Jamendo
Avrupa’da Barbarları Beklerken
Demokrasi ve insan hakları denildiğinde burjuva siyasetçilerinin örnek gösterdiği Avrupa uzunca bir süredir ırkçı söylem ve uygulamalarıyla dünya kamuoyunda yer alıyor. Anımsanacağı üzere, Eylül ayı içinde Fransa'da göçmen Roman vatandaşların sınır dışı edilmesi çabaları, peçe yasağının Fransa parlementosunca onaylanması ve Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi Sarrozin'in 'Almanya Kendini Yok Ediyor' isimli ırkçı kitabının piyasaya sunulması oldukça konuşuldu. Ancak ne yazık ki Avrupa ülkelerinde milliyetçilik tehditleri bu iki örnekle sınırlı değil. Bu tehdit üzerindeki en önemli kanıt bugün bir çok Avrupa ülkesinin millyetçi iktidarlar tarafından yönetiliyor olması.
4 Ekim 2010 Pazartesi
Binbir Gece ya da Yeni Burjuva Masalları
Pakistan'da Sel:Doğal Değil Kapitalist Afet
Küba'da Kapitalist Restorasyon Hızlanıyor
Ortadoğu'da Son Durum
Şilili Madenciler Üzerine
E- Öğrenim ve Özelleşen Devlet Üniversiteleri
akşamüstü
en ağırıyla tebessümün
gözleriniz
beni asıl teleşlandıran gözleriniz
ne derdi şair süreya sizin için
- bir şeyiniz olmak isterdim sizin
oğlunuz kiracınız sevgiliniz
son martıyı da unuttuk şimdi
kanadında üç mısrayla beraber
siz durup bir bahar düşürdünüz
ne derdi gece sizin için
- şimdi gitmek var sizle
geceden yana maviden yana gözlerinizle
...