Bildiğiniz
üzere Hey Tekstil işçisi direnişine devam ediyor. Önce kısaca
işçilerin direniş günlüğünü anımsatalım. Aynur ve Sıtkı
Süreyya Bektaş'ın sahibi olduğu Hey Grup olarak bilinen firma 420
tekstil işçisini üç aylık maaşlarına ve kıdem tazminatlarına
el koyarak, 9 Şubat'ta işten çıkarmıştı. İşten çıkarılan
işçiler gasp edilen haklarını almak için 13 Şubat'tan itibaren
fabrika önünde direnişe geçmiş, seslerini duyurmak için
mecliste basın açıklaması düzenlemişlerdi. Uğradıkları
haksızlığı yansıtmayan burjuva medyaya tepki olarak Hürriyet
Gazetesi’ne yürüyerek seslerini medyada duyurmaya çalışmışlardı.
İşçilerin
haklı mücadelesinin karşısındaki Hey Tekstil'in sahiplerinin
yıllardır devletten teşvik aldıklarını, vergi ve sigorta
muafiyetinden yararlanmakta olduklarını anımsatalım. Hatta TBMM,
patron Aynur Bektaş’a “hizmet”lerinden dolayı üstün hizmet
ödülü vermişti. Yaşananlar açıkça gösteriyor ki, patronlara
destek ve kredi sağlamak için bu kadar uğraşan devlet haksızlığa
uğrayan işçiler için kılını kıpırdatmıyor.
Direnişin
ön saflarında ise kadın işçiler var. Tekstil gibi cinsiyetçi iş
bölümünden dolayı kadınlara yakıştırılan bir sektörde
yıllarca erkeklerden daha düşük ücretle çalışmış kadın
işçiler, kendileri gibi kadın olan patronları Aynur Bektaş’ın
karşısındalar. Anımsatalım, Hey Tekstil başarı öyküsünü,
işçilerin 3 yıldır düzenli ödenmeyen maaşlarına ve kendisi
gibi kadın olan işçileri daha fazla sömürmesine borçlu.
Hey
Tekstil örneğinden de anlaşılacağı gibi, ücretli emek-gücü
sömürüsü ortadan kalkmadığı müddetçe kadınların cinsel ve
sınıfsal sömürüden kurtulmaları mümkün değildir. Kurtuluş,
içerisinde yaşadığımız sistemde cinsel ve etnik olarak
ayrıştırılan işçi sınıfının ancak birleşik ve örgütlü
mücadelesiyle gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder